18.08.2016

Kitap Yorumu | Gölge Şehir - Ransom Riggs (Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları #2)







"Bazen gerçekleri anlatmanın en iyi yolu efsaneleri kullanmaktır.."
                                    

           Orjinal Adı: Hollow City
         Yayınevi: İthaki Yayınları
         Sayfa Sayısı: 440
         Baskı Yılı: 2016
         Çevirmen: Aslı Dağlı
         
Puanım:
5/5

         Goodreads Puanı: 4.6/5         


            

          Arka Kapak:

            Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nın Macerası Gölge Şehir'de Devam Ediyor! 3 EYLÜL 1940. On tuhaf çocuk, ölümcül canavarlardan oluşan bir ordudan kaçıyor. Ve onlara yardım edebilecek tek kişi var, o da bir kuşun bedenine hapsolmuş durumda.
Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nda başlayan olağanüstü yolculuk, Jacob Portman ve arkadaşlarının, dünyanın tuhaf başkenti olan Londra'ya yaptıkları yolculukla devam ediyor. Orada, müdireleri Bayan Peregrine'e yardım etmenin bir yolunu arayan tuhaf çocukları, savaş yüzünden yaralanmış bu şehrin karanlık köşelerinde korkutucu sürprizler bekliyor. Serinin ikinci kitabı Gölge Şehir de merak uyandıran eski fotoğraflarla heyecan verici bir hikâyeyi bir araya getiren, eşsiz bir kitap. Gölge Şehir'e yapılacak bu yolculukta siz de yerinizi ayırın!

"Gergin, duygusal ve tuhaf mı tuhaf. Fotoğraflar ve metin birbirini tamamlayarak unutulmaz bir hikâye yaratıyor." -John Green, Aynı Yıldızın Altında'nın çoksatan yazarı
"Tuhafın tadını almışları heyecanlandıracak bir macera…"
-Kirkus Reviews-

"İlk kitabın hayranları, bu kitabın içindeki ganimetlere bayılacak."
-School Library Journal-

"Güçlü bir devam kitabı, ilki kadar sürükleyici ve bağımlılık yaratıcı."
-Hypable-
(Tanıtım Bülteninden)




       Yorumum:

    
         Merhaba arkadaşlar! Bu benim ilk yayınım ve dolayısıyla çok heyecanlıyım. Bir süredir bookstagram hesabım var ve kitap yorumları yapıyorum fakat aslında hep blog açmayı hayal etmiştim. Sonunda cesaret edip açabildim. En büyük amacım sizlere ve kendime bir şeyler katabilmek. Umarım altından kalkabilirim ve kendimi hayal kırıklığına uğratmam. Sizi fazla sıkmadan Gölge Şehir'in yorumuna geçeyim:


       Ben, Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nı severek okumuştum çünkü konusu çok özgün gelmişti. Sadece biraz sıkıcı olduğundan dolayı bir puan kırdığımı hatırlıyorum. Gölge Şehir'e başlarken, umarım ilk kitap kadar beğenirim diyerek başladım ve beklentimi aşağıda tuttum. Bu sebepten midir bilmem, kitaba tek kelime ile BA-YIL-DIM!



        Birinci kitabın sonunda, gölgeler Bayan Peregrine'in döngüsünü ele geçirmiş, tuhaf çocuklarda Bayan P'yi alarak adayı terk etmek zorunda kalmışlardı. Bu kitapta aynen kaldığı yerden devam ediyor. Bayan Peregrine'i tekrar insana dönüşebilmesi için, hortlaklar tarafından yakalanmamış tek ymbre'ye, yani Londra'ya götürmeleri gerekiyor. Çıktıkları bu yolda bir yandan evlerini geride bırakmanın hüznüyle başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da yollarına çıkan gölgeleri ve peşlerindeki hortlakları atlatmakla uğraşıyorlar. Bir de o sırada 1. Dünya Savaşı'nda ki Londra'da hayatta kalmak için çabalamaları var tabii. Anlayacağınız bu kitapta zavallı tuhaf çocuklarımızın başına gelmeyen kalmıyor.



        Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar tempo hiç düşmedi, heyecan bir an olsun azalmadı. E hâl böyle olunca bende beğenmeden edemedim. Hele o son neydi öyle?! Heyecanla sayfayı çevirdim vee bir baktım kitap bitmiş! Bitmesin diye kendimle savaşarak okudum ama maalesef hemencecik bitiverdi :'( Yazarın kalemi de gözle görülür bir şekilde gelişmişti. Birinci kitabı ilk okuduğumda dikkatimi çeken ilk şey betimlemeler olmuştu ve bu kitapta da öyle oldu. Yazar, çok betimleme yapıyor fakat bu betimlemeler hiç öyle bir paragraf süren, can sıkan betimlemelerden değil.



        Bu kitapta sevdiğim diğer bir şey ise karakterler. On tuhaf çocuğun hepsi de davranışlarıyla olsun, hissettirdikleriyle olsun birbirinden farklı, hepsinin kendine has özellikleri var. İlk kitapta sadece yeteneklerinden bahsedilip, üstün körü geçilmişti. Zaten ilk kitap daha çok konuyu, tuhaflık, döngü vs. gibi kavramları anlayabilmemiz için yazılmış gibiydi ama Gölge Şehir'de her şey yerli yerindeydi. Haliyle 3. kitap olan Library of Souls'tan beklentim çok yüksek.



          Kapağına ve o fotoğraflara da değinmeden geçemeyeceğim. İthaki Yayınları bu işi cidden hakkını vererek yapıyor. Ben ciltsiz fakat kalın kapaklı kitaplara bayılıyorum zaten, bir de tasarımı güzel olunca favori kitap kapaklarımın arasına girdi. Fotoğraflar ise ayrı bir güzeldi, hepsi özel arşivlerden bulunmuş, ilgi çekici fotoğraflar. Kitap zaten güzel, bir de böyle albenili olunca tadından yenmedi vallahi. Buraya da o fotoğraflardan bir kaç tane bırakıp yorumumu bitiriyorum:)






                              












    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder