"Yeniden keşfetmeye hazırlan: OZ'u ya da kendini!"
Orjinal Adı: Oz
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2016
Çevirmen: Algan Sezgintüredi
Puanım: 2,5/5
Goodreads Puanı: 2,8/5
Arka Kapak:
En azından bana söylediği buydu.
Delirdiğini düşünmüştüm ama şimdi ona inandığım için esas deli ben miyim diye merak ediyorum.
Öyleysem bunların hiçbirinin önemi yok demektir.
Ama değilsem…
Eh, o zaman dünya benim düşündüğüm gibi bir şey değil demektir.
Üstelik tek bir dünya yok.
Kafanız karıştıysa canınız sıkılmasın. Benimki de karışmıştı.
Okuyun, anlayacaksınız. Sonra karar verirsiniz:
Ben mi delirdim yoksa siz mi?
Hortum seni sürükledi.
Şimdi hikâyeye baştan başlayacaksın.
Aklını, kalbini, duyularını karıştıracak bir dünyayla karşı karşıyasın.
Bu diyarda gündüzler karanlık turuncu, güneş siyah, geceler bembeyaz.
Büyünün yerini bilim aldı.
Hatırladığın herkes, her şey artık çok daha güzel, korkunç, acımasız.
Yeniden keşfetmeye hazırlan: OZ'u ya da kendini!
Yorumum:
Konusundan bahsedecek olursam Dorothy, bir gün ölüyor ve kendini başka bir dünyada, kötü bir cadıyı öldürmüş durumda buluyor. Bu dünyada her şey bizim dünyamızdakinin tam tersi. Gündüzler karanlık, geceler bembeyaz, kan yeşil, güneş siyah.. Üstelik hayvanlar ve cansız varlıklar da konuşabiliyor. Dorothy'nin kendi dünyasına dönebilmesi için Oz Büyücüsü'nü bulması ve başka bir kötü cadıyı daha öldürmesi gerekiyor. Kızcağızın başına gelmeyen kalmıyor tabii ki.
Kitap, Oz Büyücüsü filminin Adam Fawer tarafından uyarlanmış haliydi. Filmi kitabı okuduktan sonra izlediğim halde kitaptan daha çok beğendim. Çünkü basit olması beni çok rahatsız etti. Sürükleyici olmamasına rağmen okurken tuhaf bir şekilde sıkıcı gelmedi. Demek istediğim okurken bırakmak istemiyorsunuz ama bıraktığınızda da tekrar elinize alasınız gelmiyor. Sevdiğim tek şey karakterlerdi, hepsini ayrı ayrı çok sevdim, sanki her zaman tanıyormuşuz da bu kitapta, birlikte bir yolculuğa çıkmışız gibi hissettim. Özellikle Korkuluk karakterine aşık oldum diyebilirim. Aşırı sevimliydi, kitabın içine girip ona sarılasım geldi bazen. Dorothy'nin konuşan su damlacıklarıyla olan diyolagları da efsaneydi :D
Dediğim gibi çok basitti, sırf ortaya bir kitap çıksın diye, zorla yazılmış gibiydi. Adam Fawer'a hiç yakıştıramadım. Yalnız Türk okurlarına teşekkür etmesi ve bu kitabı onlar yani bizim için bitirmiş olması büyük bir Adam Fawer hayranı olarak beni çok gururlandırdı. Eğer bu kitabı çok merak ediyorsanız, Adam Fawer yazmış, illede okuyacağım diyorsanız, beklentinizi düşürerek okumanızı tavsiye ederim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder